Referansları film kareleri olan resimler

''Sanatçı Metin Kalkızoğlu üretimlerini ince bir işçilikle sürdürmesiyle dikkat çekiyor.''
Bu ayki genç isim, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun Metin Kalkızoğlu. Paris ve Tunus’ta karma sergilere katılan Kalkızoğlu, ilk kişisel sergisini 2012 yılında açtı. Sanatçının bu kişisel sergisinde dikkat çeken sanatçının eserleri, İstanbul ve Ankara’da kurumsal koleksiyonlarda yer aldı. Kalkızoğlu’nu diğer isimlerden ayıran en önemli özellik ise üretimlerinin ince bir işçilikle ele alınması ve tutarlı bir konsept üzerinde temellendirmesi. Kalkızoğlu üretimlerini besleyen pek çok farklı disiplin olsa da en büyük etkinin sinema olduğunu belirtiyor: “Bir filmin atmosferi, bir karakterin bakışı vs. Kafamdaki görüntüyü şekillendirmemde etkili oluyor. Daha sonra belirlediğim bir imaj doğrultusunda fotoğraf çekimleri yapıyorum. Tuval aşamasında kurgu değişikliklere uğrayabiliyor, bu yüzden fotoğrafın aynısını yaptığımı söyleyemem.” Filmler, milyonlarca izleyiciyi başka dünyalara taşırlar; filmden beslenen sanatçılar da film karakterlerini kişiselleştirirler, onlara yoğunlaşırlar. Sanatçı Kalkızoğlu da bunun için modeli Eylül Esmer’le binlerce kare çekiyor. Deneyimlediği, kişiselleştirdiği ifade ve duyguyu bulana kadar uğraşıyor... Tabii sadece ifadenin var olması değil, olayın gerçekleştiği mekanın da duyguyu dramatikleştirmesi gerekiyor. Sanatçı, resimlerinde zaman ve mekan kavramlarıyla oynayarak, kompozisyona hakim figür üzerinden resmin genel duygusunu yaratıyor. Bu nedenle, minimalist bir kurguyu tercih eden sanatçı, arka fonda sınırlı renk ve tonlamalara giderek figürün duygu aktarımına vurgu yapıyor. Sanatçı, “Resimlerimde en çok önemsediğim şey resmin izleyene verdiği duygu. Bir figürün bakışındaki kibir, duruşundaki yalnızlık ya da bir kar manzarasının sadeliği benim için güncel konulardan çok daha evrensel bir duygu barındırıyor. Eserlerimin güncel okumadan uzak, yalın bir amaç taşımasını hedeflerim,” diyor.
YALIN VE DİNGİN ATMOSFER
Kalkızoğlu, kendisi gibi yalın ve dingin bir atmosfer içinde yer alan figürleriyle öne çıkan 20. YY. Amerikan ressamlarından Andrew Wyeth ve Edward Hopper’dan etkilenmiş. Hopper’ın ve Wyeth’in eserlerindeki sinemasal geniş kompozisyonlar, ışığın dramatik kullanımı ve değişmeyen model kullanma anlayışı Kalkızoğlu için de vazgeçilmezler arasından yer alıyor. Kalkızoğlu’nun model seçimi bugüne kadar hiç değişmedi. Üniversitedeki hocası Hakan Esmer’in kızı Eylül Esmer’i fotoğraflayıp ona dair kareler yaratan Kalkızoğlu’nun bu seçimi bilinçli. Sade, masım ve güzel bir genç kız olan model, fotoğraf karelerinde sanatçının resimlerinde görmek istediği insanoğlunun kibir ve yalnızlığının çok iyi aktarabilen bir ifadeye sahip. Kimi zaman bir figürün küstah bakışında, kimi zaman da puslu bir günün ardında kalan ağaçta güçlü bir duyguyu bulmak mümkün. Kalkızoğlu’na göre “İfadeler ve duygular resmin tek odak noktası.” Kalkızoğlu, sessiz bir kurgunun ifadeler aracılığıyla haykırışa dönüşmesini sağlıyor. Yapay ışık onun üretimlerinin dramatikleşmesinde en etkili resimsel öğe. Doğa içinde insanın hakimiyeti, kompozisyonda arka planda yer alan küçük sembolik kuru ağaç ve gökyüzünde kanatlarını açmış uçan bir kuş ve güneşi andıran bir ışıkla anlatılıyor. Söz konusu öğeler Kalkızoğlu’nun hemen hemen her resminde var olan ancak yerleştirme ve kurgu açısından başka başka yorumlanan detaylar. Resimlerinden duygu/ifade aktarımıyla ekspresyonizmi yeniden yorumluyor olsa da yarattığı mekanlar ve örtülü figürleriyle sürrealizme de göndermede bulunuyor. Üretimlerinde sanat tarihini çok iyi bildiğini hem konu hem de üslup açısından bir yorum getirdiğini söyleyebileceğimiz Kalkızoğlu, bugünkü popüler üslup olan realizme bambaşka açılardan bakıyor. Kalkızoğlu, “İsimsiz” adlı eserinde kalabalıklar arasında çizdiği modelinin yüzünün yarısını net, yarısını flu gösteriyor. Böylece izleyenlerde bir filmin en dramatik sahnesinden bir karenin etkisini yaratıyor. Metin Kalkızoğlu’na ait iki iş Ankara’da Port Art Sanat Galerisi’nde “Passport” isimli karma sergide görülebilir. Bu sezon ne yazık ki başka sergide göremeyeceğimiz sanatçı 2016 yılının Kasım ayında İstanbul’da gerçekleştireceği bir kişisel sergiye hazırlanıyor olacak.